20-24 Ocak 2011 tarihleri arasında Afyonkarahisar’da Oruçoğlu Termal Resort Otel’de idik. Ankara’dan çıkıp otele ulaşmamız ortalama 4 saat sürdü.
Otele giriş saati 14:00 olmasına rağmen, sabah biz gelir gelmez önce kahvaltı salonuna aldılar; sonra da mis gibi hazırlanmış odamıza çıktık. Odalar ortalama büyüklükte. 2 kişi için oldukça iyi ama çocuklar için ilave 2 yatak daha koyulunca okul yatakhanelerine benzedi 🙂 Mobilyalar, perde vs. eski. Banyo da keza öyle. Ama havlular, çarşaflar tertemiz. Oda duvardan duvara çok kalın bir halı ile kaplı. Yerden ısıtma var. İnanılmaz sıcak. Balkon yok. Kış günü olmasına rağman sürekli pencere açtık..
Kaldığımız oda otelin en üst (4.) katında. Her blokta çift asansör var ama sanırım ekonomik nedenlerden dolayı her blogun tek asansörü çalışıyor. Yine de bekleme süresi çok az.
Yemeklere gelince..Sabah kahvaltısı ve akşam yemeği açık büfe sunuluyor.. Öğlen ise tablot denebilecek menü yine açık büfe olarak sunuluyor. Her öğünde çıkan yemekler seçenekler çok olmasa da lezzetli. Özellikle çorbalar ve tatlılar çok başarılı.
Otelden havuza bir tünelle geçiyorsunuz. Biz karma havuzu kullandığımız için diğer havuzlar hakkında fikrimiz yok. Kapalı yüzme havuzu oldukça büyük ve tertemiz. Hemen yanındaki çocuk havuzu da öyle. Büyük havuzdan bir perde ile dışarı çıkış var. Üzerinize kar yağsa bile siz sıcak havuzda yüzme keyfine devam ediyorsunuz. Havuz suları ılık ılık. Bonesiz girilmiyor. Büyük havuzla çocuk havuzunun arasında oldukça yüksek bir kaydırağı olan bir havuz daha var. Hafta içi kapalı idi ama hafta sonu çalıştırdılar. Çocuklar çok mutlu oldu tabi 🙂 Bu kaydırağa çıkan merdivenler bakımsız ve bu alan biraz soğuk.
İlave olarak; otele haftasonları otel dışından da gelenler olduğu için bir miktar daha kalabalık oluyor..
Hamam ve spa bölümü de güzel. Ama biz hamama gitmek yerine, odamızın küvetini termal su ile doldurup kür yapmayı tercih ettik. Odalardaki banyoların küvetinde ayrı bir muslukla termal su veriliyor. Gerçekten çok keyifli. Odalarda verilen havlu ve bornozlar ile direk havuza ya da hamama inebiliyorsunuz.
Otelin lobisi, katlar, hemen her yer kocaman gerçek ağaçlarla bitlikerle dolu. Hepsi çok bakımlı ve güzel. Özellikle yazın bahçesi çok güzel oluyormuş.. Öyle dediler 🙂
Otelin içindeki çocuk kulübü çok yetersiz. Ama öyle bir görevli abla var ki o bakımsız ve malzemesiz alanda bile çocukları mutlu etmeyi biliyor.. İnanılmaz..
Oda servisi ve housekeeping çok başarılı. Her istediğiniz anla başla yapılıyor. Gel gör ki rastoranda işler biraz zor. Yemeğe oturup içeceklerinizi sipariş ettiğinizde siz yemeğin sonuna gelmeden içecekler gelmiyor. Konakladığımız 3 akşam boyunca durum böyle idi malesef 🙁
Her öğlen ve akşam yemeğinde piyano çalınıyor. Akşam lobide de canlı müzik devam ediyor. Asma katta okey, tavla gibi oyun oynanıyor. Genel olarak çok sıcak bir otel olması ve havalandırmanın yetersizliği nedeni ile bir yerde çok fazla kalamıyorsunuz 🙁
Her gün 16:00-17:00 arasında çay ve kurabiye ikram ediliyor. Ne çay ne de kurabiyeler çok iyi değil. Termal otel olması nedeni ile insanlar en su, çay ve kahveye ihtiyaç duyuyorlar. Bu nedenle akşamları yemekten sonra lobide aralıksız çay-kahve servisi yapılıyor..
Termal Turizm için Kütahya’yı özellikle de Güral Harlek’i denemenizi tavsiye ederim. Doğayla iç içe çok güzel bir yer. Ayrıca Kütahya’daki Çini ve El İşi atölyelerini de gezerek Kültür Turizmi de yapmış olursunuz.