Ankara-Maşukiye arası, araba ile 3,5 saat sürüyor ve yolun nerdeyse tamamı otoyol şeklinde. Maşukiyeye kadar geldikten sonra yaklaşık 20. km. kadar dağa tırmanma başlıyor. Biz gittiğimizde hava güzeldi.. Eğer kar tatilinde giderseniz mutlaka otele gündüz giriş yapın derim 🙂 Dağ yolu boyunca “geyik çıkabilir” levhaları var ama biz, otelin bahçesinde gezinen köpekler ve atlar dışında hiç bir hayvana rastlamadık 🙂 Odamız 11 katlı otelin 8 katında bir suit. Bu kısım çok önemli çünkü dağ otellerinde ilk katlarda kalmak pek tercih edilmeyen bir şey. Odamız iki bölümlü ve iki ayrı banyolu gayet konforlu idi. Tertemiz ve sıcacık olması çok önemli bizim için 🙂 Televizyonda digitürk, dsmart ve diğer tüm kanallar yayında. Manzara ise muhteşem.. Her yer göz alabildiğince mis gibi orman…Otelin mimarisi tam dağ oteli biçiminde.. Yeri ise harika..Hem izmit körfezini hem sapanca gölünü görüyor.. Bizim konakladığımız dönemde çok sis vardı.. Ama sis olmadığı zamanlarda bu manzarayı izlemek bile yetiyor insana..Maşukiye’de o kadar çok yeşil tonu ve bu yeşilliklerin arasında sarı ve kahverengi tonu yapraklar var ki ve bu görüntü öyle romantik öyle güzel ki… Maşukiye bu nedenle “aşık olunan” anlamına geliyormuş onu da anladık 🙂 Ertesi gün kahvaltımızı yapıp yürüyüşe çıktık..Aslında dağa tırmanmak çok keyifli ancak sık sık sis bastırıyor ve bu biraz ürkütüyor insanı !! Yürüyüş boyunca çeşit çeşit mantarlar gördük ve hiç birisine ellemedik 🙂 Dağ yolunda, minik sevimli mekanlarda, ızgara sucuk, köfte vs. yapılıyor.. hem ucuz hem lezzetli idiler 🙂
Otele dönünce kendimizi sıcak havuza attık..Yüzme havuzu yeterince büyük.. Minicik bir çocuk havuzu da var..Otelin SPA merkezi, biz gelmeden 1 gün önce, saunada çıkan bir yangın nedeni ile tadilatta olduğu icin masaj vs yaptıramadık. Ama bu kısacık tatilde ama havuzda yüzmek ve ormanda yürümek yetti 🙂 Sonraki gün aralıksız yağmur yağdı.. Oysa biz o gün ata binecektik 🙁 Kısmet diyerek Maşukiye ve Sapanca’yı gezdik.. Her sokağa aşık olduk.. Hemen burdan bir ev alalım ve buraya yerleşelim istedik :)Maşukiye’de en göze çarpan şey Alabalık Çiftlikleri..Biz ailecek alabalık sevmesek de denemek lazım dedik kremitte balık ve güveçte çerkez peyniri yemeye doyamadık..Sapanca gölünün kenarında çay bahçesinde kahvelerimizi içtik..Akşam otelde şömine başında sıcak şarap içip keyfimize baktık :)Çocuklar için çocuk klubü yok otelde.. Ama jetonlu oyuncakların ve nintendo wee’nin bulunduğu bir salon var.. Biz hiç kullanmadık ama AVM’lerdeki oyun alanlarına benziyordu 🙁
Son gün, sabah uyandığımızda her yer karla kaplanmıştı. Olağanüstü bir güzellik daha ortaya çıktı..Nerdeyse ayak bileğimize kadar yükseldi karlar..Öğlene kadar karla oynadık..Hava yumuşacıktı..Akşamüstü yola çıktık.. Kartepe karla kaplı olmasına rağmen hemen 18 km. aşağıda olan Maşukiye’de yağmur bile yoktu !! Bu arada otelimizin kapısında bekleyen 4 adet harika köpek ile çok zaman geçirdik.. Otelde müşterilerin çoğunluğu İstanbul’dan.. İstanbul’a 1,5 saat mesafede olunca ve de 29 ekim tatili ile birleşince oldukca müşteri sayısı oldukça çoktu.. Otelin lobisi kocaman ve şömineler surekli yanıyor çıtır çıtır.. Her dakika çay-kahve servisi var.. Okey, iskambil, tavla oyunları için de bir salon var..Yemekler orta karar.. Çesit çok ama çok çok lezzetli değil 🙂 Çalışanlar güleryüzlü ve oldukça yardımsever.. Akşam yemeklerinde aşçılar show yapıyor.. Bir de akşamlari lobide canlı müzik yapılıyor.. Yavaş ve sakin müzikler 🙂 Zaten Maşukiye’de hayat öyle sakin ki bayıldım doğrusu 🙂