Kaldığımız oda 6 katta bir dublex odaydı. Giriş katında banyo ve ebeveyn odası; üst katta 2 adet tek kişilik yatak ve banyo var..
Aradaki merdivenler alçak basamaklı..Tüm eşyalar temiz ama çoook eskimiş..Odadaki tv kanallarında yerli yabanci bütün kanallar var.. Her yer halı kapli ve biraz kokuyor 🙁
Odamızın manzarası çok güzeldi, hem kremlin palas binasını, hem havuzu, hem denizi görüyor..Her iki kattaki dolaplar geniş..Mini buzdolabı günde 1 kez dolduruluyor ve ücretsiz..Ama dışarıda her dakika o kadar çok yemek içmek seçeneği var ki burayı kullanmak pek kimsenin aklına gelmiyor..
Ana restoran tam bir kabus..Aynı anda yüzlerce kişi yemek yesin diye koskocaman bir salon yapılmış ve de uuuuupuzun bir açık büfe.. bir ucundan bir ucuna 1 saat sürüyor gitmesi 🙁 mesela; kahvaltıda beyaz peynir ile domates yemek istiyorsanız umutsuz.. ikisini yanyana getirmek icin uzun bir yürüyüşe çıkmanız gerekiyor 🙂
Yemekten sonra tatlı yemek istesen bile; yeniden acıkacak kadar zaman geçiyor düşünün yani ! Tamam ben büyük otelleri, tatil köylerini filan severim ama burası zivanadan cıkmış gibi.. Bu nedenle, sabah kahvaltısını mecburen ana restoranda yapıp; öğlen yemeğini snack barlarda, akşam yemeğini ise alacarte restoranlarda yemek en mantıklısı 🙂
Daha önce bu otelde konaklayan arkadaşlarımız alacarte restoranlar başarılı dediler..Ama sabahın köründe telefon edilip rezervasyon yaptılır mı ? Üstelik fark ödeyeceğiniz bir yemek için gerçekten de çok saçma bir durumdu..
Yine de üstün çabalarımız sonucunda 1 akşam “Deniz Ürünleri Restoranı”na yer ayırtabildik de adam gibi rahat rahat çile çekmeden yemek yedik..
Otel alanının tam ortasında yer alan çadırda tüm gün gözleme, su böreği, ayran vs. ikramı var.. Yine tüm gün açık pastane ve dondurma bardan istediğiniz alabiliyorsunuz.. Her köşe başında içecek barı ve aperatif yemek yerleri var.. Yani 1.günün sonunda asla yemek görmek istemiyorsunuz :)))
Otelin tüm mekanları ve bu mekanlar arasındaki bağlantıları iyi planlanmış..Ama bu kadar çok oda ve bu kadar çok misafir çok karmaşa yaratıyor tabi ki 🙁
Otelde internet yok !!! Şaka gibi ama yok !! Sadece lobbyden bağlanabiliyorsunuz..Şaşkınlık verici ama öyle 🙂 Eğer odada kullanayım derseniz ilave para ödemeniz gerekiyor. Buna da razıyım derseniz bu kez bağlantı o kadar zayıf ki aman kalsın demek zorunda kalıyorsunuz 🙂
Büyük havuz gerçekten de çoook büyük.. Ama şezlonglar kırık dökük… Üzerindeki minderler pırtık pırtık… Güneş şemsiyeleri çok demode.. Büyük kaydırakların etrafında oturmak için sadece 2 adet bank var !!! Hani şu parklara koyulan banklardan..
Çocuk kulübü başarılı..Çalışanlar ya turizm ya da çocuk gelişimi bölümü mezunu.. Hem kapalı hem açık alanı var. İç mekan çok geniş..
Çocukları bırakmak için güvenli gibi görünüyordu.. Kartla bırakılıp alınıyor mesela..
Otel alanı icinde 2 jetonu 5 lira olan mini lunapak var..Çocukların bir süre eğlenmesi icin güzel.. Buradaki oyuncaklar yeni ve bakımlı..
Kumsalın yanında büyükçe bir alanda hamaklar var..Öğlen uykuları için ideal..Yine deniz kenarında oldukça iyi bir çocuk bahçesi var..Günün her saati gölge olan bu alan da çok başarılı..Gerçi hava bizim orda oldugumuz dönemde lokum gibiydi..Sıcaklık 28-30 derece arasındaydı..
Denize kısa kenarı ile sınır olan uzun bir dikdörtgen gibi düşünebilirsiniz Kremlin Sarayını..Orta hat boyunca aktivite alanları kenarlarda ise konaklama bölümleri var..Açık ve büyük bir spor alanı var ve inanılmaz bir şekilde herkes spor yapıyor 🙂
Açık alanda her yerde minik kedicikler var.. Bu sene moda sanırım..
Kremlin Palace ile Topkapı Palace aynı gruba ait (MNG).. Bu nedenle her iki otelde kalan misafirler her iki otele ait alanları rahatça kullanabiliyor..
Her iki otelin aktiviteleri nerdeyse birbirinin aynısı..Mesela; gözleme çadırına Kremlin Palace’da “Çar Çadırı”; Topkapı Palace’da “Padisah Çadırı” ismi verilmiş..
Copyright © Ankara Etkinlik 2016. All rights reserved.